DramGerilim

Fractured

Genel Bilgiler

  • Kategori: Dram, Gerilim
  • Yayın Tarihi: 11 Ekim 2019 (Netflix)
  • Oyuncular: Sam Worthington, Lily Rabe, Stephen Tobolowsky, Adjoa Andoh, Lucy Capri
  • Dil: İngilizce
  • Film Süresi: 101 dakika
  • Yönetmen: Brad Anderson

Fractured: Netflix’in Akıl Oyunlarıyla Dolu Gerilim Filmi

Yönetmen koltuğunda “Makinist” (The Machinist), “Session 9” gibi psikolojik gerilim filmleriyle tanınan Brad Anderson’ın oturduğu, 2019 yapımı Netflix Original filmi “Fractured”, izleyiciyi başkarakterinin zihninde tekinsiz bir yolculuğa çıkaran, paranoya ve gizem dolu bir gerilim. Başrolünde Sam Worthington’ın yer aldığı film, bir hastanede ailesini kaybeden bir adamın, onların gerçekten var olup olmadığını sorguladığı, gerçeklik algısıyla oynayan bir hikaye anlatıyor. Film, bir yandan kayıp ailesini bulmaya çalışan bir babanın çaresiz mücadelesini gösterirken, diğer yandan travma ve suçluluk duygusunun insan psikolojisi üzerindeki yıkıcı etkilerini gözler önüne seriyor.

Filmin Künyesi ve Genel Bakış

2019 yılında Netflix platformunda izleyiciyle buluşan “Fractured”, Alan B. McElroy’un senaryosunu yazdığı bir Amerikan gerilim filmidir. Brad Anderson’ın yönetmenliği, filmin atmosferine ve psikolojik derinliğine önemli katkıda bulunuyor. Anderson’ın filmlerinde sıkça rastlanan güvenilmez anlatıcı, kapalı mekan gerilimi ve gerçeklik ile sanrı arasındaki bulanık çizgi gibi temalar, “Fractured”ın da temelini oluşturuyor. Başrollerde Sam Worthington’a, Lily Rabe ve Stephen Tobolowsky gibi isimler eşlik ediyor. Film, gizemli atmosferi, artan temposu ve finaldeki sürpriziyle dikkat çekiyor.

Konusu: Kaybolan Aile ve Güvenilmez Bir Zihin

Ray Monroe (Sam Worthington), eşi Joanne (Lily Rabe) ve küçük kızları Peri (Lucy Capri) ile Şükran Günü tatilinden dönmektedir. Yolculuk sırasında bir dinlenme tesisinde mola verdiklerinde talihsiz bir kaza yaşanır. Peri, başıboş bir köpek tarafından korkutulunca yakındaki bir inşaat çukuruna düşer ve kolunu kırar. Ray de kızını kurtarmak için peşinden atlar ve bu sırada başını çarpar.

Aile, panik içinde en yakın hastaneye gider. Hastanede uzun bir bekleme ve gergin bir kayıt sürecinin ardından, Peri nihayet bir doktor (Stephen Tobolowsky) tarafından muayene edilir. Doktor, daha detaylı inceleme için Peri’nin MR çektirmesini önerir. Joanne, kızı Peri ile birlikte MR için hastanenin alt katına inerken, yorgun ve muhtemelen geçirdiği kafa travmasının da etkisiyle bitkin düşen Ray, lobideki bir koltukta uyuyakalır.

Uyandığında ise kabus başlar. Ray, karısını ve kızını bulmak istediğinde, hastane personelinin (başta Dr. Isaacs (Adjoa Andoh) ve hemşireler olmak üzere) ona tuhaf davrandığını fark eder. Daha da kötüsü, hastane kayıtlarında ne Joanne’nin ne de Peri’nin adına rastlanmaz. Personele göre, hastaneye sadece Ray gelmiş, başındaki yara tedavi edilmiş ve taburcu edilmiştir. Ailesinin hastaneye hiç giriş yapmadığını iddia ederler.

Ray, ailesinin hastane tarafından kaçırıldığına, belki de (daha önce duyduğu bir imadan yola çıkarak) bir organ ticareti komplosunun ortasında olduğuna inanmaya başlar. Çaresizlik içinde hastanede delil aramaya koyulur. Bulduğu her küçük ipucu (kızının eşarbı, duvardaki bir çizik), onun teorisini destekler gibi görünse de, hastane personeli her seferinde mantıklı (veya öyle görünen) açıklamalar getirir. Film ilerledikçe, Ray’in geçmişte yaşadığı büyük bir travma (alkollüyken yaptığı bir kaza sonucu ilk eşini kaybetmesi) ve suçluluk duygusu ortaya çıkar. Bu durum, Ray’in anlattıklarının ne kadarının gerçek, ne kadarının kendi zihninin bir ürünü olduğu konusunda izleyicide şüphe uyandırır. Acaba hastane gerçekten korkunç bir sır mı saklamaktadır, yoksa Ray yaşadığı travmaların etkisiyle gerçeklikten kopmuş mudur?

Filmin finalinde Ray, tüm engelleri aşarak hastanenin bodrum katına iner ve burada bir ameliyathanede ailesinin organlarının alınmak üzere olduğunu görür. Zorlu bir mücadeleyle onları kurtarır ve hastaneden kaçmayı başarır. Arabasıyla hızla uzaklaşırken, arka koltukta eşi ve kızıyla konuşur, her şeyin yoluna girdiğini söyler. Ancak son kamera açısı acı gerçeği gösterir: Ray arabada yalnızdır. Arka koltuk boştur. Aslında kızı Peri, dinlenme tesisindeki inşaat çukuruna düştüğünde ölmüştür. Ray, bu travmanın ardından yaşadığı şok ve suçluluk duygusuyla karısı Joanne ile tartışmış ve istemeden onun da ölümüne sebep olmuştur. Başına aldığı darbe ve yaşadığı psikolojik çöküntü nedeniyle, tüm hastane olayını zihninde kurgulamıştır. Hastaneden kaçırdığı kişi ise aslında ameliyat olmak üzere olan başka bir hastadır. Ray, tamamen kendi yarattığı bir gerçekliğin içinde yaşamaktadır.

Oyuncu Kadrosu ve Performanslar

  • Sam Worthington (Ray Monroe): Filmin bütün yükünü omuzlarında taşıyan Worthington, ailesini bulmak için çaresizce çırpınan, giderek paranoyaklaşan ve akıl sağlığı sorgulanan bir adamı başarıyla canlandırıyor. Worthington, karakterin yaşadığı duygusal gelgitleri ve fiziksel yıpranmayı inandırıcı bir şekilde yansıtıyor.
  • Lily Rabe (Joanne Monroe): Ray’in eşi rolünde, filmin büyük bölümünde Ray’in anılarında veya hayallerinde yer alsa da, Rabe karakterin endişeli ve destekleyici tavrını kısa sahnelerde bile etkili bir şekilde veriyor.
  • Stephen Tobolowsky (Dr. Berthram): Başlangıçta yardımsever görünen ancak daha sonra Ray’in iddialarını reddeden doktor rolünde, karakterin belirsizliğini koruyor.
  • Adjoa Andoh (Dr. Isaacs): Ray’in akıl sağlığını sorgulayan psikiyatrist rolünde, otoriter ve şüpheci bir duruş sergiliyor.
  • Lucy Capri (Peri Monroe): Ailenin küçük kızı rolünde, hikayenin merkezindeki trajedinin masum yüzünü temsil ediyor.

Yönetmenin İmzası: Brad Anderson ve Psikolojik Gerilim

Brad Anderson, “Fractured” ile kendi tarzına sadık kalıyor. Yönetmen, kapalı mekanları (özellikle hastane koridorlarını ve odalarını) kullanarak klostrofobik bir atmosfer yaratıyor. Hikayeyi büyük ölçüde Ray’in bakış açısından anlatarak, izleyicinin de onunla birlikte şüpheye düşmesini ve gerçeği sorgulamasını sağlıyor. Anderson, görsel anlatımı ve ses tasarımını kullanarak gerilimi yavaş yavaş tırmandırıyor ve izleyiciyi sürekli tetikte tutuyor. Film, Anderson’ın “Makinist” gibi önceki çalışmalarında da işlediği zihinsel çöküş, hafıza kaybı ve gerçeklikten kopma temalarını yeniden ele alıyor.

Tür ve Temalar: Gerçeklik Algısıyla Oynayan Bir Bulmaca

“Fractured”, öncelikle bir psikolojik gerilim filmidir. Ancak içinde dram, gizem ve hatta bir miktar “komplo teorisi” öğeleri de barındırır. Filmin temel gücü, izleyiciyi sürekli olarak Ray’in anlattıklarının doğruluğunu sorgulamaya itmesidir.

Filmde öne çıkan temalar şunlardır:

  • Güvenilmez Anlatıcı: Hikayenin tamamı, travma ve suçluluk duygusuyla zihni bulanmış bir karakterin gözünden anlatılır.
  • Grief ve Suçluluk: Geçmişte yaşanan trajedilerin ve suçluluk duygusunun insan psikolojisi üzerindeki yıkıcı etkisi.
  • Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB): Ray’in yaşadığı olaylar, ağır bir travmanın ardından ortaya çıkan psikolojik bir çöküş olarak yorumlanabilir.
  • Paranoya ve Kurumsal Güvensizlik: Bireyin büyük kurumlara (burada hastane) karşı duyduğu güvensizlik ve komplo teorilerine inanma eğilimi.
  • Gerçeklik Algısı: Gerçekliğin ne kadar öznel olabileceği ve zihnin kendini korumak için nasıl savunma mekanizmaları geliştirebileceği.

Eleştirmen Gözüyle Fractured

“Fractured”, eleştirmenlerden genel olarak karışık yorumlar aldı. Filmin atmosferi, gerilimi tırmandırma biçimi ve Sam Worthington’ın performansı genellikle övüldü. Brad Anderson’ın yönetmenlik becerisi de takdir topladı.

Ancak, filmin en çok eleştirilen yönü, finaldeki sürprizinin (twist) türe aşina izleyiciler için oldukça tahmin edilebilir olmasıydı. Birçok eleştirmen, filmin benzer “güvenilmez anlatıcı” ve “kayıp kişi” temalı filmlerin (örneğin “Shutter Island”, “Flightplan”) formülünü tekrarladığını belirtti. Bu nedenle, bazıları için film sürükleyici bir gerilim sunarken, bazıları için sonu başından belli olan, klişe bir yapım olarak görüldü.

Tahmin Edilebilir Ama Sürükleyici Bir Gerilim

“Fractured”, özellikle finaldeki sürpriziyle türe yenilik getirmese de, Brad Anderson’ın yönetmenliği ve Sam Worthington’ın güçlü performansı sayesinde izleyiciyi sonuna kadar merak içinde tutmayı başaran, atmosferik bir psikolojik gerilim. Gerçeklik algısıyla oynayan, paranoya ve zihinsel çöküş temalarını işleyen filmleri seviyorsanız, “Fractured” size keyifli (veya gergin) bir 100 dakika sunabilir. Ancak türün klişelerine ve tahmin edilebilir sonlara karşı hassasiyetiniz varsa, film beklentilerinizi tam olarak karşılamayabilir. Yine de Netflix’in geniş kütüphanesinde yer alan, sürükleyici ve üzerine düşünülecek bir gerilim arayanlar için iyi bir seçenek.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu